İnsanlık tarihinin geçmişi 300.000 yıl öncesine dayanıyor.

Geçen 300.000 senede sanayi, teknoloji, bilim, sanat alanında onca gelişme yaşanırken, insan, insanın anlam arayışı, huzur, mutluluk vb. hayata dair düşünce şekillerinde felsefe, sosyoloji ve psikolojide referans aldığımız bize ilham veren kişilerin yüzlerce yıl öncesindeki düşüncelerinin çoğu halen güncelliğini koruyor.

Bilim ve teknolojide son 20 yılda bile bu kadar büyük bir sıçrama yapılmışken, insanın hayatta bakışına ilişkin yaklaşımlarda neredeyse bir arpa boyu dahi yol alınamamış olması size de ilginç gelmiyor mu?

Nedeni bu konulara yeterince odaklanan olmaması mı yoksa bu konulara zamanında odaklananların fazla derinlere dalmış olması ve neredeyse tüm düşünceleri çoktan düşünmüş ve tüketmiş olması mı?

insan tarihi

Yoksa hazıra konmak, daha da derinleri eşelemekten veya uğraşmaktan daha mı kolay gelmiş bizlere?

Bu konulara ilginiz varsa bugüne kadar çoğunu okumuşsunuzdur belki, yine de derli toplu sevdiklerimi bana ilham verenleri sizler için harmanladım. Damak zevkinize uygun olmuştur umarım. Hediye sorularım da yazının sonunda “hayata 3 dakikalık mola” nız için sizi bekliyor.

Geçmişten günümüze doğru gelelim.

2000 yıl önce Frigyalı bir köle olarak doğan Epiktetos, ilerleyen yaşlarında stoacı bir filozofa dönüşmüş.

Epiktetos’un hayata dair basit ama köklü felsefesi günümüzde halen bizlere ışık tutmaya devam ediyor.

“Güneşin, ayın, yıldızların, yerin ve denizin tadını çıkaran kişi ne yalnızdır ne de çaresiz.”

“Şanslı olan hayat bir sel gibidir. İnişleri, çıkışları, çamuru, çağlayan bir sesi vardır ve hep akıştadır.”

“İstediği gibi yaşayan insan özgürdür. Ona kimse şiddet uygulayamaz, kimse önünde duramaz ve kimse hiçbir şeye mecbur bırakamaz. Onun dürtüleri engellenemez, arzuları ile amaçları birdir. Kaçındığı şeylere yenik düşmez.”

Epiktetos

Roma imparatoru ve stoacı bir filozof olan Aurelius da günümüzde bizlerin sorgulamasına yardımcı olan bir bakış açısına sahipmiş.

“Mutlu bir hayat çok az şeye bağlıdır. Ölümlü bir dünyada, insana yaraşır şekilde yaşamaktan daha iyi ne olabilir?”

“İnsanlar olarak daima seçme özgürlüğümüz ve sorumluluğumuz vardır.”

“Gerçekliğe öznel bakış açımız, inançlarımız, varsayımlarımız, zihinsel modellerimiz, kendimize, başkalarına ve içinde faaliyet gösterdiğimiz dünyaya dair hikayelerimizin hepsi seçimlerimizi ve eylemlerimizi etkiler.”

Aurelius

1944 doğumlu olan Nicholas Ayars “Nick” Lore, kariyer tasarımı metodolojisi ve çoklu zeka alanında bilinen bir yazardır. Aynı zamanda Rockport Enstitüsü’nün kurucusu ve konusunda uzmanlaşmış bir sosyal bilimcidir.

“Dünya üzerinde kişisel ufkunu bilinmeyen alanlara doğru geliştirirken, ciddi bir “Evet-ama” ikileminden zorlanmayan bir tek kişi yoktur. Çoğumuz, “Evet-ama” ların yeni bir gelecek yaratma ve bunu gerçeğe döndürmeyi istediğimiz zamanlarda zihinsel arzularımızı engelleyen yükünü beraberimizde oradan oraya taşırız.”

Nicholas Lore

1938 doğumlu W. Timothy Gallwey, koçluk ve “İçsel Oyun” olarak adlandırdığı çeşitli alanlarda kişisel ve mesleki mükemmelliğin geliştirilmesi için yeni bir metodoloji ortaya koyduğu bir dizi kitap yazan, eğitimini Harvard Üniversitesi’nde tamamlamış bir yazardır.

“Özgürce çalışma isteği, yalnızca dış kısıtlamalardan serbest kalmak ile ilgili değildir. Dışsal hareketliliğin yanı sıra içsel hareketlilik kazanmakla ilgilidir.

Zevk almak, gelişmek, ve doyuma ulaşmakla ilgilidir.

Gerçekten önemli olan, doğumdan itibaren yaptığı her şeyden zevk almak ve öğrenmek isteyen benliğin özgürlüğüdür.

Dış taleplerden, özellikle önemli kurum veya kişilerin bize kendilerinin en önemli olduğunu söylemelerinden dolayı, öz benliğimiz ile bağlantımızı kaybetmemiz çok kolaydır. Bu mesaj ile yıllarca ve çeşitli yönlerden kuşatıldığımızda, buna inanmaya başlamamak ve sadece en yakın arkadaşlarımız tarafından hatırlanan, öz benliğimizi unutmamak çok zordur. Açıkça görülmektedir ki, bu durumu düzeltmenin tek yolu kendimizin en yakın arkadaşı olmamızdır.”

W. Timothy Gallwey

1946 doğumlu Dr. Daniel Goleman, Amerikalı psikolog ve danışmandır. Özellikle, duygusal zekâyla ilgili yazdığı kitapları dünya çapında farklı dillerde tercüme edilmiş olan Goleman, The New York Times’ta davranış ve beyin bilimleri konularından da sorumludur.

“İşe ilişkin tutkularımızı ateşleyen şey, geniş anlamıyla bir amaç veya tutkudur.

Fırsat verildiğinde, insanlar kendilerine anlam veren ve kendilerini en fazla adayabilecekleri, yetenek, enerji ve beceriye doğru yönelirler.”

Daniel Goleman

Bu bölüm sonunda sadece yukarıdaki ifadeleri tekrar okumanızı ve her birinde tek tek derinleşmemize ihtiyaç olan bu kavramlar hakkında biraz daha düşünmenizi tavsiye ediyorum.

Bölümün üç hediye sorusuna gelince;

1. Sizi en çok etkileyen kısım/ kavram hangisi oldu?

2. Peki sizce neden bu kavram veya söz sizi bu kadar etkiledi?

3. Peki, sizce bu size sizinle ilgili ne söylüyor?

Bu yazıyı diğer platformda paylaşmak ister misiniz?

Yazar Hakkında

Zeynep Bilgiç

Girişimci, Stratejik İK Danışmanı, Profesyonel Koç

Freelancer ekosistemi, karma iş gücü, geleceğin çalışma yöntemleri, bağımsız danışmanlık ve stratejik insan kaynakları liderliği konularında araştırır, yazar, anlatır...

E-Bülten Aboneliği

Bu içeriği beğendiyseniz e-bültene abone olmayı unutmayın.

Konuşmacı & Etkinlik Talepleri

Uzmanlık alanlarımla alakalı konularda seminer, konuşma, TV programı, podcast gibi etkinlikler için taleplerinizi bana doğrudan iletebilirsiniz.

İletişim

Leave A Comment

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.