Abraham Maslow ve Carl Rogers’ın yaklaşımları, iyi ve mutlu bir hayata ulaşma yöntemlerine yoğunlaşan “pozitif psikoloji” hareketinin doğmasını sağlamıştır. 1970 yılında Mihaly Csikszentmihalyi, Akış: Optimal deneyimin psikolojisi adlı kitabını yayımlamış ve günümüzde de çok kullanılan akış halini anlatmıştır.
Csikszentmihalyi, incelediği insanların hepsinin sevdikleri ve iyi yaptıkları bir etkinlikle tamamen meşgul olduklarında benzersiz bir duygu hissettiğini keşfeder. Bu insanlar, içlerinde hiçbir benlik duygusu bulunmayan ve her şeyin kendilerine otomatik olarak geldiği bir zihin durumuna, yani akış haline ulaştıklarını hissettiklerini belirtmişler.

Peki esriklik ne demek?
Yunanca ekstasis’den gelen “dışında, tek başına olmak” demek. Akışın keyfinin büyük kısmı, günlük gerçekliğin dışında, sıradan hayatın gerekleri ve endişelerinden tamamen kopmuş olma hissinden gelir. Bu his, tatmin edici bir hayatın optimal keyfine giden yoldur.
Şimdi 2020 yılına geldiğimizde gündemlerimizde bu kavram var. Seminerlerin, kongrelerin, eğitimlerin temalarında sık sık “akış hali” ve “akışta kalma” kavramları yer alıyor. Bunun üzerine konuşuyoruz ve nasıl bu hale geçebileceğimizi düşünüyoruz.
Sizi baş başa bırakmak istediğim soru:
İşinizi yaparken en son ne zaman “akış hali”ne geçtiğinizi hissettiniz?
Eğer bu sorunun cevabı, “hiçbir zaman” veya “çok uzun zaman oldu, hatırlamıyorum bile” ise, ikinci soruya geçebilirsiniz, değilse tebrikler;
2. Peki, “akış haline” geçerek çalışmak ister misiniz?
Bu sorunun cevabı “evet” ise o zaman bu bölümün son sorusu da sizin için gelsin;
3. Bunu sağlamak için iş hayatınızda ve kendinizde neleri değiştirmeye başlayabilirsiniz?